Kerim Kur'an'ın Türkçe Meali; Erhan Aktaş

(Mü'min) 40:26.

40:26. Firavun: “Bırakın beni, Mûsâ’yı öldüreyim. O istediği kadar Rabb’ini yardıma çağırsın. Ben, onun sizin dininizi1 değiştirmesinden veya yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum.” dedi.

1- Din kavramı; Kur’an’da, inanç sistemi, yaşam biçimi, toplumsal düzen, yasa, hesap, karşılık/ceza vb. anlamlarda kullanılmıştır. Din, öncelikli anlamı itibariyle, yaşamı düzenleyen ilke ve kuralların referans alındığı değerler demektir. Kur’an’a göre, “yaşamı” düzenlemede vahyin değerlerini referans almayan her düşünce ve inanç Küfürdür. Keza insanlar; yaşamlarını, düzenlerini hangi değerleri referans alarak belirliyorlarsa, referans aldıkları değerler onların dinidir. (Örneğin 3:73; 6:70; 7:51; 12:76; 40:26.) Kur’an, nasıl ki Mekkeli müşriklerin cahiliye değerlerini referans alan düzenlerini, sistemlerini din olarak tanımlıyorsa; günümüzün Kur’an’ı referans almayan bütün düzen ve sistemleri de “birer dindirler.” Ancak şu gerçek göz ardı edilmemelidir: Allah, Kur’an’î değerleri referans almak koşulu ile yaşadığımız hayatı düzenlemeyi insana bırakmıştır: Nasıl bir yönetim biçimi, nasıl bir ekonomik sistem, nasıl bir yaşam biçimi vb. olması gerektiği konusunda yetki de görev de sorumluluk da insana aittir. Kur’an’ı referans almak koşulu ile günün koşul ve ihtiyaçlarına göre istediğimiz düzeni/sistemi/yönetimi kurmak insana bırakılmış bir husustur.


Arapça
40|26|وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُونِىٓ أَقْتُلْ مُوسَىٰ وَلْيَدْعُ رَبَّهُۥٓ إِنِّىٓ أَخَافُ أَن يُبَدِّلَ دِينَكُمْ أَوْ أَن يُظْهِرَ فِى ٱلْأَرْضِ ٱلْفَسَادَ+
Latin
26. Ve kâle fir’avnu zerûnî aktul mûsâ vel yed’u rabbeh(rabbehu), innî ehâfu en yubeddile dînekum ev en yuzhire fîl ardıl fesâd(fesâde).