Kerim Kur'an'ın Türkçe Meali; Erhan Aktaş

(Âl-i İmrân) 3:26.

3:26. De ki: “Ey mülkün1 sahibi Allah’ım! Sen mülkü hak edene2 verirsin, mülkü hak edenden2 çekip alırsın. Hak edeni2 aziz, hak edeni2 zelil edersin. Hayır,3 senin elindedir. Kuşkusuz Sen Her Şeye Güç Yetiren’sin.”

1- Gücü. 2- Literal olarak dilediğini: Dilediğini demek; hak edeni, doğru yolu bulma çabasında olanı anlamındadır. Allah, sapkınlığı gerektiren şeyleri yapanı saptırır; doğru yola iletilmeyi gerektiren şeyleri yapanı da doğru yola iletir, demektir. Ayetteki “Şâe” sözcüğü, “dilediğini” anlamının yanı sıra, “şey edeni”, “gayret göstereni”, “bir şey yapmak isteyeni” anlamına da gelmektedir. 3- Nimet, iyilik, mülk.


Arapça
3|26|قُلِ ٱللَّهُمَّ مَـٰلِكَ ٱلْمُلْكِ تُؤْتِى ٱلْمُلْكَ مَن تَشَآءُ وَتَنزِعُ ٱلْمُلْكَ مِمَّن تَشَآءُ وَتُعِزُّ مَن تَشَآءُ وَتُذِلُّ مَن تَشَآءُ بِيَدِكَ ٱلْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ+
Latin
26. Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).