Kerim Kur'an'ın Türkçe Meali; Erhan Aktaş

(Nûr) 24:58.

24:58. Ey iman edenler! Antlaşma yoluyla sahip olduğunuz1 kimseler, sizden erginlik yaşına gelmemiş olanlar;2 şu üç vakitte, yanınıza girmek için sizden izin istesinler; sabah salatından3 önce, gün ortasında elbiselerinizi çıkardığınızda, akşam salatından4 sonra. Bu üç vakit “avret”5 vaktidir. Bunlar dışında birbirinizin yanına girip çıkmanızda siz ve onlar için bir sakınca yoktur. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklıyor. Allah, Her Şeyi Bilen’dir, En İyi Hüküm Veren’dir.

61- Yeminle hak sahibi olduğunuz. Sağ elinizin sahip olduğu. Eymân sağ el ve yeminler(sözleşmeler) anlamına gelen bir sözcüktür. Bu deyim, “antlaşma yoluyla sahip olunan” demektir. El, aynı zamanda deyim olarak “güç” demektir; güç yolu ile “üzerinde yetkili olma hakkına” sahip olduğunuz, antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, himayeniz altında olan, sorumluluğunu üstlendiğiniz gibi anlamlara gelmektedir. Kur’an; kiminle olursa olsun, nikâh yapmaksızın ilişkiye girmeyi zina olarak tanımlamaktadır. Diğer bir deyimle “nikâhsız her birliktelik” zinadır. Toplumsal gerçekliğin verili kalıntısı olan kölelik ve cariyelik olgusu, İslam’ın kabul ettiği veya ön gördüğü bir olgu değildir. İslam, kölelik ve cariyeliği; cariye ve köle edinme yollarını ortadan kaldırarak kesinlikle yasaklamıştır. Verili durumun tasfiye edilmesi süreci olan uygulamaları ileri sürerek, İslam’da cariyeliğin ve köleliğin olduğunu söylemek, İslam’a iftira atmaktır. . 2- Diğer büyük aile fertleri gibi henüz çocuk olanlar da izin istesinler. (24:28; 24:59) 3- Sabah namazı. 4- Akşam namazı. 5- Mahremiyet vakti. Özel zaman. Araplar genellikle gün ortasında öğle uykusuna yatarlardı.


Arapça
24|58|يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِيَسْتَـْٔذِنكُمُ ٱلَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَـٰنُكُمْ وَٱلَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا۟ ٱلْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَـٰثَ مَرَّٰتٍ مِّن قَبْلِ صَلَوٰةِ ٱلْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ ٱلظَّهِيرَةِ وَمِنۢ بَعْدِ صَلَوٰةِ ٱلْعِشَآءِ ثَلَـٰثُ عَوْرَٰتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌۢ بَعْدَهُنَّ طَوَّٰفُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمُ ٱلْـَٔايَـٰتِ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ+
Latin
58. Yâ eyyuhellezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hînetedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).